Fotoğrafta gördüğünüz yaklaşık 6 aylık olan bebek benim. Birbirimize sevgiyle baktığımız bu karizmatik adam da dedem. Canım dedem ❤ Yaklaşık on gün önce, 13 Nisan Salı günü sabaha karşı kaybettik onu.
Ben ve ailem, Covid ülkemize geldiğinden beri tüm önlemlerini alan, tüm kurallara uyan, bırakın toplu taşıma falan kullanmayı zorunlu olmadıkça evlerini terk etmeyen insanlardanız. Bir şekilde bir araya gelince maskelerimizi bile çıkarmayız. Bu yazdıklarımdan dedemin Covid olduğu sonucuna varmayın, çok şükür değildi ama pandemik koşullar başka bir şekilde gelip paçamıza yapıştı. İç organlarında sorun olan dedeme yoğun bakımda yer bulunamadığı için kaybettik onu. Son 14 ayda Covid’le savaşmak için ailece elimizden geleni yaptık ama dikkat etmeyen, maske takmayan, virüse/aşıya inanmayan ya da krizi doğru düzgün yönetemeyen insanlar yüzünden kontrolden çıkan bu salgın yoğun bakım ünitelerinde yer bırakmadığı için, dedem acil serviste hayata gözlerini yumdu. Kime kızabilirim? Bana yol gösterebilir misiniz? Şikayetimi, üzgünlüğümü, acımı kime anlatabilirim?
Dedemle ilgili en son bunu yazmışım buraya. Çok, çok kıymetli bir insandı. Kimseyi üzmedi, kırmadı, incitmedi. Nurlar içinde uyusun. Bazen ağır lafları olurdu ama bunu da kendince başka bir şey bilmediği için yapardı. Yaşlandıkça o tarafı da yontuldu, kayboldu. Bize kalan bol anılarımız, güzel sohbetlerimiz, benim ona olan sonsuz minnet duygum oldu. Dedemin çok çok zor bir hayatı olduğunu biliyorum. Genç yaşında yetim kalması, tüm ailesinin sorumluluğunu sırtlanması, önce anacığına sonra kendinden büyük bir abisi ile birlikte 6 kardeşine kol kanat germesi, öz kızını abisine evlat olarak vermek durumunda kalması, 5 evladıyla birlikte İstanbul’a göçmesi, tam iki kere iflas etmesi bunlardan sadece bazıları…
Düşünüyorum da, dedem kendinde o cesareti bulup buralara gelmeseymiş, ben de 1800lerden beri mahalle bile değiştirmeyen atalarım gibi o memlekette kalacaktım. Genç bir kadın olmak, kendi işinde gücünde olmak, hele de bekar olmak falan nerdeee? Gözümü açtığım gibi hıyarın biriyle evlendirilir, çocuk yapmak için yaşıtlarım gibi damızlık olarak kullanılırdım. Hobi sahibi olmak mı? Gezmek dünyayı görmek mi? Elin herifleri ile dans etmek mi? “SEN DELİRDİN Mİ? EL ALEM NE DER?” Bunlar hayatımın yeni mottosu olurdu. O yüzden dedeme olan duygum, torun sevgisinin çok çok dışında. Bana istediğim, düşlediğim gibi bir kadın olmanın yolu sunduğu için, bana da erkek torunları kadar kendi hayatımı yazabilme fırsatı tanınan bir ortam yarattığı için müteşekkirim. 2013’te benden sadece 9 ay büyük olan bir kuzenimin düğününe gitmiştik. İnsanlar ona “Eee Funda’yı ne zaman evlendiriyorsunuz?” diye sorduğunda “Onun daha işleri var, o işlerini halletsin evlenip ne yapacak?” demişti. Sadece bunun için bile varlığına şükrediyorum. Başka bir dedem, başka bir ailem olsa sabahlara kadar “evde kalmış kız” ilan edilirdim ya da tam tersi, yukarıdaki senaryolardan biri gerçekleşirdi 😀
Dedemi anlatmakla bitiremem, buralara sığdıramam. Hakkı ödenmez kişilerden biri benim için ❤

Dedemin son dönemleri çok güzeldi, ilk kez bu kadar fazla zaman geçirdik birlikte. Neşeliydi, bizimle birlikte olmaktan keyif aldığı çok belliydi. Yeniden eskiden bir çok şey anlatıyordu. Keşke hepsini, her şeyi kaydetseymişim. Öyle temiz, öyle kolay bir insandı ki vefatı bile onun kadar kolay oldu. Onu da bizi de incitmedi. Kötüleşmesi ve vefat etmesi arasındaki süre yaklaşık 15 gün. Büyüklerimiz hep “Allah ölümün de hayırlısını versin” derlerdi, anlamazdık. Böyle zamanlarda anlıyoruz onları. Ölümün de hayırlısı varmış. Gideni de kalanı da hırpalamadan yaşanıyormuş. Kızgınlığım pandemiye, kızgınlığım iş bilmez insanlara, kızgınlığım bu bitmek tükenmek bilmeyen cahilliğe, bencilliğe. Yoruluyorum, üzülüyorum. Güç toplayınca yine sinirleniyorum. Ben belli bir süre dünyada kalabildiğimize ve zamanımız gelince hepimizin gideceğine inanıyorum. Ölümle bir derdim yok, zamanı gelince hepimizi alacağını biliyorum. Çok daha saçma nedenlerle vefat edenler de vardır elbet, ama dedemin kaybının bu nedenle olmasını hala hazmedemiyorum.
Ölümü önce anlamıyorsunuz, yani haber size geliyor evet ama size ulaşmıyor. Annemin sabahın 7’sinde mutfakta ne yaptığını anlayamadım başta. Sonra bana haberi verdiğinde de sanki uzaktan tanıdığım biriymiş gibi rahmet diledim. İlerleyen saniyelerde vefat edenin dedem olduğu bilgisi beynime öyle bir hızla ulaştı ki soluğum kesildi. O gün bir de iş yerimle ilgili çok önemli bir mülakatım vardı, başka bir pozisyona başvurmuştum. Hayatta çok önemli sandığımız şeylerin aslında hiç önem taşımadığı o kadar fazla zaman oluyor ki…
Daha kötüsü o anın planı öğrenmek için bizimkileri aradığımda oldu. Mezarlığa gideceklerini söyleyip mezarlığın adını verdiler. Benim için en acı verici an o mezarlığın adını yazıp arattığım zamandı. O kadar kötü bir his ki, dedemi kaybettiğimizle ilk o an gerçekten yüzleştim. Sonrası? Sonrası şok, şoku atlatana kadar ağlama, yollara düşme ve en az yarım saatlik yolu 15 dakikada götürmesi için yalvaracak bir taksici arama, taksiciyi bulma ve onun dertlerini dinleme ile geçti.
Sanmayın ki sadece yoğun bakımlar kalabalık ve yer bulunamıyor, mezarlıklar da kalabalık ve yer bulunamıyor. Bu ziyaret, ömrümün en kalabalık mezarlık ziyareti oldu. Kimse için tören yapılmıyor, hemen namaz kılıp naaşı toprağa veriyorlar ama aynı anda defnedilen o kadar fazla kişi vardı ki! Korkunç bir drama filminin ortasına bırakılmış gibi hissettim. Dedemin hemen sağındaki çukur dolmak üzereydi, solundaysa bir kadın vardı mesela. Bildiğiniz yanyanalar, yani aile falan o kadar yakın olurdu benim bildiğim. Ama burada öyle bir durum kalmamış artık.
Dedemi anlatacaktım yine oradan buradan bir sürü şey anlattım. Bakmayın, benim de kafam henüz yerinde değil. Zaten arkadaşım falan da yok, kimsem kalmamış artık bunu da ayrıca gördüm. Konuşacak kimsem yoktu, ben de ilk etapta aklıma gelenleri Allah ne verdiyse buraya yazdım 🙂 Şurada takip eden 300 küsur kişisiniz, bu yazıya göz bile gezdirirseniz, dedeciğim için bir rahmet dilersiniz. Olur mu?
fundaninharikalardiyari.com – © 2021 – Tüm Hakları Saklıdır.
Deden ne guzel insanmis. Allah insanin kalbine, niyetine gore verir derler ya, onu da goruyoruz sanki biraz bu anlattiklarinda. Hani hayati boyunca o da cekmis ugrasmis didinmis ama bahsettigin sekilde bir yasam surmenizin altyapisini saglamis ve son zamanlarinda sizinle guzel vakit gecirmis, cok da aci cekmeden bir sekilde gocmus. Mekani cennet olsun. 🙏🏾 Ondan aldigin ilhamla sen ve sizler de belki ailenizin gelecek nesillerine yol gostereceksiniz. Muthis bir legacy bence.
Arkadasim falan yok yorumunu da neden yaptigini anlayabiliyorum ama oyle olmadigini biliyorum. Hem olum gibi agir bir olayda insanlarin tam nasil davranacagini/yaninda olacagini bilememesi, surekli aciyi sana hatirlatmak istememeleri, hem de pandeminin herkesi psikolojik/fiziksel olarak yormasi, belki normal davranislarinin disina cikmalarina yol acabiliyor. Insanlarin yeterince yaninda olmadigini ve yalniz oldugunu hissediyorsun dogal olarak. Ama eminim ki surekli yoklamasalar da gercek dostlarinin aklindan cikmadin bu surecte. ❤️
LikeLiked by 1 person